Selamlar herkese ben Gamzeli Kız. Bloğuma hoş geldiniz. Bugün çok sevdiğim bir yazar olan Victor Hugo'nun bir kitabı hakkında konuşacağım. Dediğim gibi çok sevdiğim bir yazar belki en sevdiğim bile olabilir. Yazarı, ilk çok bilinen Sefiller romanı ile tanımıştım. O kitaptan sonra da mutlaka diğer tüm kitaplarını okumam gerektiği kanısına vardım. Beni çok derinden etkilediği ve kitaba hayran kaldığım için buraya da bu yazıyı eklemek istedim. Kitabın içine doğru girelim. Hadi okumaya devam edin 👀
"Aslında ne zaman öleceğini bilmemek ne büyük nimettir."
Kitap Hakkında
Yazar: Victor Hugo
Basım yılı: 1829
Çeviri Derya Akküç
Yayınevi: Aperatif Kitap
Kitabın Konusu:
İdama mahkum edilen baş karakterin hapiste yazdığı sayfaların toplanması. İdam mahkumu, idamına 6 hafta kala yalnız başına bir hücrede kalıyor. Ve görevlilerden bir kalem ve bir kağıt isteyerek günlerini, hissettiklerini yazıyor. Böylelikle idam edilmek istemediğini, ailesini ve kızını, tüm hislerini okumuş oluyoruz.
Alıntı Köşesi
"İnsanların hepsi belirsiz bir süre için ertelenen ölüm cezasına mahkûmlardır."
"Ölüm kararı verilene kadar, soluk aldığımı hareket ettiğimi, diğer insanlarla aynı ortamda yaşadığımı hissetmiştim ; şimdi dünyayla benim aramda bir sınır olduğunu kesin bir şekilde kavrıyordum."
"Manevi acının yanında fiziki acının ne önemi var?"
"Bilirsin hayatta her şeyin bir sonu vardır."
"Böylesine korkunç sözlerin, o kırmızı ve temiz dudaklardan dökülmesi ürkütücüydü. Adeta gülün üzerinde salyangozun sümük izi kalmıştı."
"Her zaman mutluydum hayal dünyamda. İstediğimi düşünebiliyordum, özgürdüm."
"-Hiç konuşmuyorsun, kederli bir halin var, dedi. Oysa yüreğimde cenneti taşıyordum. Bütün hayatım boyunca hatırlayacağım bir akşamdı."
"Ama artık aynı kişi değildim."
Kitabın Yorumu:
Dünya klasikleri arasına girmeyi kesinlikle hak ettiğini düşündüğüm bir kitap. O kadar alıntı bolluğu vardı ki. Okurken çok fazla his barındırıyor içinde ve bu kesinlikle size geçiyor. Mahkumun hissettiği çaresizlik, keder hissi çok etkiliyor. Kitabın çevirisini beğendim. ama aldığım tavsiyeler ve gördüklerim dahilinde dünya klasiklerini iş bankası yayınlarından okumayı tercih edeceğim yeni alışverişlerimde. Bu arada Fransızcadan çevrilen kitaplar için Volkan Yalçın Toklu'nun çevirileri öneriliyor.
Sadece tek bir şey söyleyebilirim kötü anlamda baş kısımda bir yer vardı. Tiyatro metni tarzında. O kısmı bir türlü anlayamadım. Onun dışında kitabı başından sonuna kadar çok sevdim.
Benim de takıldığım bir nokta var ki zaten Victor yazarken bundan şikayetçiymiş. Sadece yönetim sistemi, yönetenler veya filozoflar hedef alınmıyor bu kitapta. Bu kitap birini hedef göstermek için değil bir problemin var olduğunu hissettirmek için yazılmış. Sokakta yaşanan idamı alkışlayan ve mutluluk kahkahaları atan insanları da eleştirmiş yazar. Ben de okurken mahkumun kulaklarına dolan bu şen seslerden rahatsız oldum. İnsanlar birinin gözleri önünde ölmesine seviniyor ve bu normal değil. Bu aksine çok tuhaf.
Jan Valjanda da olduğu gibi insanların suçlarının farkına varıp bunu düzeltme şanslarının verilmediği, insanların dışarıdan bakılarak eleştirilmesi, o insanı anlamaya çalışmamak tüm bunları aslında işlemiş yazar.
Bir de bir videoda kitabın yazılma amacını dinlemiştim. sizlere kısaca onu anlatmak istiyorum. İdamların yapıldığı Greve Meydanında bir genç asılır. Oradan geçerken buna şahit olan Victor Hugo derinden etkilenir. Ve bu duruma artık bir son verilmesi gerektiğini düşünür. Kağıdı kalemi alır ve bu eseri yazmaya koyulur. Eser ilk basıldığında Victor'un adıyla basılmamıştır. Çünkü dönemin insanları, halk ve yönetim, buna hazır değildir.
Victor Hugo Kimdir?
Bugünlük kitap yorumu yazımın sonuna geldim. Umarım beğenmişsinizdir. Kitabı okumuş muydunuz? Cevabınızı benimle yorumlarda paylaşın. Düşüncelerinizi de eklemeyi unutmayın. Sağlıcakla kalın, kendinize iyi bakın ❤
Instagram: gamzeli_kiz_blog
Twitter: Gamzelikizblog