Gamzeli Kız

  • ANA SAYFA
  • ÖNERİLER
  • RÖPORTAJ
  • GÜNDEM VAKTİ
  • İNCELEME
  • İLETİŞİM

Selamlar herkese ben Gamzeli Kız, bloğuma hoş geldiniz. İyi ki de geldiniz. Sizlerin yazımı okuduğunu bilmem için yorumlarda fikirlerinizi belirtirseniz orada buluşabiliriz. Eğer ilk defa sitemi ziyaret ediyorsanız sizi sağ ayak ile içeri alalım. :D bloğumda farklı türlerde yazılar yayınlıyorum, aslında burayı tam hobi olarak kullanıyorum. Okuduğum kitapları, izlediğim dizi ve filmleri, öğrendiğim tavsiyeleri sizlerle beraber paylaşıyorum :) Umarım burada kendinizden bir şeyler bulabilir ve burayı çok seversiniz. Düşüncelerinizi her daim benle paylaşabilirsiniz, sizleri seviyorum 💛

E o zaman gelelim bugün sizlerle paylaştığım bu yazımıza, bloğumda daha önce Güney Kore dizilerinden yazılar yayınlamıştım. Geçen sene çok fazla bir şekilde izliyordum. bu sene biraz fazla yoğunluktan dizilere daha az zaman ayırabiliyorum. Bu dizi de geçen sene izlediğim diziler arasında. Aslında genelde Kore dizileri 16 bölümden oluşur, yani bizim gibi 2 sezon kadar entrika ile diziyi uzatmıyorlar. Bu yüzden de hemen izlenebiliyor. Ama mesela bu dizi gibi ve 50 bölümü gördüğüm diziler de var. İzlendiği ve sardığı sürece sıkıntı yok. 

Ben de bugün sizlere bu diziden bahsetmek istedim. Bu arada da diziden birkaç görsel de bıraktım aşağıya ;)  Çok fazla sizi de meşgul etmeden aşağı doğru kayarak yazımıza geçelim. Okumaya devam edin 👀

 EXTRAORDİNARY YOU 



DİZİ HAKKINDA

  • Bölüm sayısı: 32
  • Tür: Romantik, Komedi, Fantastik Film
  • Oyuncular:  Kim Hye-yoon; Rowoon; Lee Jae-wook; Lee Na-eun; Jung Gun-joo; Kim Young-dae; Lee Tae-ri
  • Yayın Yılı: 2019 \ Güney Kore






KONUSU



Extraordinary you, bir çizgi roman karakteri olduklarını öğrenen ve kendileri için yazar tarafından belirlenen hikâyeyi değiştirmeye çalışan lise öğrencileri hakkında bir dizidir. Bu karakterler kendi kaderlerinin iplerinin kendi ellerinde olmasını istemektedirler. Bu süreçte de yaşadıkları ve 







DİZİ YORUMUM 

Dizi 32 bölüm sürüyor, normalde sıkılma gibi bir ihtimalim olurdu ama dizinin konusu ve karakterleri beni inanılmaz bir şekilde bağladı. Bir hafta bile sürmemiştir belki bitirmem. Gece gündüz izliyordum çünkü :D Ben genelde Kore dizileri izlemeyi seviyorum çünkü basit konulu olmuyor çoğu. Bu dizi de öyle bir dizi.

Çizgi roman senaryosu içinde olan gençlerin bunu fark etme olayları anlatılıyor. ilk önce bunu Dan Oh yani baş kadın karakterimiz fark ediyor. Kendisinin bir hastalığı var ve yazar onu kontrol ediyor. ama dizide iki durum var biri romanın içinde oldukları an biri de dışında oldukları. İçindeyken kendi istediklerini yapamıyorlar çünkü yazar kurduğu senaryoya göre onları kontrol ediyor. Ama çizgi romandan çıkınca istediklerini yapabiliyorlar. ilk bölümlerde karakter birtakım farklılıklar fark edip olayı çözmeye başlıyor.

Bir de bizim yakışıklı bir başrol erkeğimiz var ama bu çizgi romandaki başrol değil maalesef. Dizi senaristinin belirlediği karakter. Kendisini birkaç bölüm sonrasında keşfediyoruz. İlk bölümlerde yüzü görünmüyor ve son derece gizemli bir şekilde görünüyor. Dan Oh'un hayatını falan kurtarıyor birkaç kez. Yani onun ihtiyacı olduğunda ortaya çıkıyor. Bu karakter de Haru kendisi gerçekten çok yakışıklı ve çok da kibar birisi :D Dizinin klip yorumlarında okumuştum birçok kişi "Haru varken diğer herkesin istekleri artıyor" diye yazmış ama gerçekten de bir bakıma öyle :D Sadece yüz olarak da değil dizideki hoş hareketleri de etkiliyor.
Dizi bazı kısımları dışında çok güzel ilerlerken birden işler karmaşık bir hal alıyor. Haru değişiyor ve bu kısımlar benim çok sinirim bozuyordu. Neyse ki tekrar düzeldi. O zamanlar da ona gerçekten de sinirlensem de sonra tekrar işlerin yoluna girmesine sevinmiştim.

Baek Kyung'u tabii ki de asla sevmedim. Kendisi aslında Çizgi roman yazarının baş karakteri ama dizi senaristimizin değil 😂 Yaptığı hareketler falan zaten sinirimi bozuyorken bir de Dan Oh'a yaptıkları işleri çığırından çıkardı. Maalesef Çizgi romana girdiklerinde kızımız da ona bayılıyormuş gibi bir role girmek zorunda kalıyordu. Sahne dışında da gözlerini devirip ondan uzaklaşıyordu. Yine bir klasik bu çocuk kızımızın değerini çok geç anladı ama hiç de fayda etmedi.

Baş rollerimizin ikisinin de izlediğim ilk dizisiydi. Sonra başka farklı dizilerini de gördüm. Ama bu dizideki uyumları ve karakterleri bambaşkaydı. 




Bir de Fragman bırakayım izlemek isterseniz bakarsınız :)


Çok doğru bir tespit :D


Evet bir dizi önerisinin daha sonuna geldik. İzlediyseniz ya da izlemediyseniz bunu yorumlarda belirtebilirsiniz. Umarım yazıyı beğenmişsinizdir, fikirlerinizi ve düşüncelerinizi yorumlarda bekliyorum. Sağlıcakla kalın kendinize iyi bakın.❤❤


INSTAGRAM: gamzeli_kiz_blog

TWİTTER:  Gamzelikizblog

"Sonsuz uykuda olan ölü değildir!"

Selamlar herkese yeni bir kitap yorumu ile beraberiz. Ben Gamzeli Kız, bloğuma hoş geldiniz sefalar getirdiniz. 😃 Bugün sizlerle çok severek okuduğum bir kitaptan bahsedeceğim. Daha önce başladığım fakat o zamanlar da yarım bıraktığım bir kitaptı. Pek sarmamıştı fakat şimdi tekrar okudum ve birçok şeyi unuttuğumu ve kitabın farkına varamadığımı anladım. Aşırı mükemmeldi. Her bir sayfayı heyecanla çevirdim diyebilirim. 

Elimde olan kitap Doğan Kitap tarafından basılmış. Tasarımını da ben çok beğendim. Şimdi sizlere derince kitabın içeriğinden bahsetmek istiyorum. Okumaya devam edin 👀


Gemi 






Sayfa sayısı: 417

Bölüm sayısı: 40

Yazar: Stefan Mani

Basım Tarih: 2013

Türü: Gerilim

Konusu;

Per se isimli geminin Surinam'a yaptığı bir yolculukta gemiye binen tayfanın planları ve içeri giren yanlış kişiler ile bu yolculuk akıl almaz bir şekilde değişir. Tehlikeli bir mafya olan Şeytan ve eşini öldüren bir katil olan Jonas'ın içine binmesi içeride yanlış anlaşılmalara yol açar. Gemiye binen mürettebatın bir grubu da şirket tarafından yapılan bir plan ile işten atılacağını duyduğu için içeri gizlice silah sokar. Gemi yolculuğunda yaşanan aksilikler ile işler çığırından çıkar. 

Kitap Yorumu ; 

Roman, şimdiki zaman ile yazılmış. Hep -yor ekini görüyoruz genellikle. Başladığım da ilk bölümler de hatta birçok bölümde olayları tam kavrayamadığım anlar oldu. Okudukça her şey yerine oturdu ben de. Sorun bende mi bilemiyorum 😂 ama kurgu gerçekten de düzenli bir şekilde ilerliyor.

Yazarın hayatını okuduğumda gerçekten böyle bir roman yazıyor olması aslında çok farklı gelmedi. Çünkü kendisinin balıkçılık yaptığını okumuştum. Gemideki her bir kavram detaylı ve yerindeydi. Kısaca Gemiyi çok güzel ve açıklayıcı anlatmıştı. Betimlemeler de kesinlikle kıvamındaydı yani çok fazla sıkacak şekilde değildi. 

Ama yazarın kendisi balıkçılıkla uğraştığı için romanın her detayının kaliteli olması gerçekten harikaydı.  Anlamadığım ve bilmediğim kelimeler vardı ve birçoğunu öğrenmiş oldum. Gemi seyahatinin içindeymiş gibi hissederek okumak her sayfayı daha heyecanla çevirmeme neden oldu. Zihnimde anlatılan her yeri hayal etmeye çalıştım ve bazı zamanlar karışsa da zihnimdeki gemi gerçekten de güzeldi. Ayrıca karakterlerin isimleri de çok hoşuma gitti. 

Sevdiğim karakterlerin aksine sevmediğim diyemem ama ısınamadıklarım da oldu. Özellikle bazılarına yaptıklarından dolayı bayağı sinirlendim. Fazla bağlandım sanırım. :D 

 Selamlaaar huhu! burada mısınız bakalım? Biraz aşırı enerjik bir giriş yaptım özellikle yazarken bunu çok fazla hissediyorum. Hayatımda beni mutlu eden şeyler olunca böyle bir anda enerjim fırlayıveriyor. Bugün ayrıca uzun zamandır yazmadığım Röportaj serimizin yeni yazısında çok tatlı bir Blog arkadaşımız ile beraberiz. Bundan dolayı da çok mutluyum tabii.

 Sevgili DeepTone ile tatlı bir röportaj yaptık. Ben sordum o da çok güzel yanıtlar verdi. Bu yazıda da biraz onu tanımış olacağız 😃 Buradan tekrar verdiği yanıtlar için ona ve bu yazımı ziyaret eden sizlere teşekkür etmek istiyorum ❤ Ve yavaştan röportaja giriş yapıyoruz, Hadi okumaya devam edin 👀




Soru 1:

Merhabalar Öncelikle bize kendinizi tanıtabilir misiniz lütfen?

Üniversite ve yüksek lisanstan sonra bir süredir çalışıyorum. İngilizce yazılı sözlü çeviri yapıyorum, çeşitli İngilizce dersleri veriyorum. Yalnız yaşıyorum. Sessiz, utangaç, ürkekim. Kitap, müzik, sinema, yabancı dil, dört merakım. Bunlar hep birbirini besliyor. İzmirliyim, eğitim için Ankara, A.B.D.’ye gittim, iş için de İstanbul’a geldim. Su sporları, masa tenisi, satranç, doğada gezmek severim. Yemek yapmayı seviyorum. Oyuncakları, abur cuburu da. Sürekli yeni oyuncaklar alıyorum. Hayalim ise Avrupa’yı bol bol gezmek.


Soru 2:

Blog kullanmaya ne zaman başladınız?

2011 yılı idi. Pucca’nın kitabını okudum. Blogundan söz ediyordu. Onun blogunu okudum. Bloglardan haberim yoktu hiç. Okuyunca açtım blogumu. Pucca’nın blogunu okumadım bir daha ama kitaplarını okudum.


Soru 3:

Blog sayfası açmanızın sebebi neydi?

Çok heyecanla açtım, halen çok heyecanlıyım blogumda, çok seviyorum. Öyküler, sanat yazıları yazmak için açtım. İnsanları mutlu etmek, faydalı olmak için yazıyorum, bu beni mutlu ediyor. Blog açtığım zamanlarda açan Kitap Eylemi, Klio’nun Şarkısı, Kiremithanem gibi birçok arkadaşım da halen yazmaya devam ediyor.


Soru 4

Blogger dünyasını nasıl buluyorsunuz, hakkındaki düşünceleriniz neler? ve ilk tanıştığınız Blogger kimdi?

Blogger dünyasını heyecanlı, keyifli, neşeli, eğlenceli buluyorum. Blogcular iyi eğitimli, özel bir grup. Blog yazmak kolay değil çünkü. Yazmak, okumak, paylaşmak, bunu severek yapmak, düzenli, sürekli yapmak kolay değil. Insta, twit kolay. Blog çevremiz çok tatlı, yazarken, yorum yanıtlarken, blog okurken çok mutlu oluyorum, çok gülüyorum, hüzünlü yazılarda çok duygulanıyorum. Bir aile gibiyiz. Herkes hoşgörülü, ölçülü, zeki, esprili bence. Mutlu olmak için yazıyoruz.

Her yeni gelen blogcu daha iyi oluyor. Eskiden blogcular arasında kıskançlık, rekabet filan oluyordu, tartışanlar vardı. Ama hırslı olanlar başka ortamlara geçti. Bizler daha alçakgönüllüyüz. Blogumu ilk okuyan ZeyOzey adlı bir arkadaşımızdı. Sonra Anji, Mia Wallace, Hazellova, Çokomel gibi arkadaşlarım geldi. Yazmıyorlar şimdi. Zaman içinde blogunu bırakan birçok arkadaşımız ile instagram, twitter’da konuşuyoruz.


Soru 5

Bloggerı bir iş olarak mı yoksa bir hobi olarak mı görüyorsunuz?

İş değil tabi. Hobi, mutluluk, keyif, hatta yani hobi bile diyemem, tutku diyebilirim. Blog yazarken çok heyecanlanıyorum, okurken de genelde çok gülüyorum, o yüzden çoğunlukla neşeli, enerjik oluyor yorumlarım. Herkesi motive de ederim bu yüzden. Blogdan para kazanmayı düşünmedim hiç, düşünmem. Reklam da almam.


Soru 6

Blog sayfanızdan da gördüğümüz üzere 5 tane kitabınız bulunuyor bize kitaplarınız hakkında kısa bilgiler verebilir misiniz?

Blog yazılarım sevilince blog arkadaşlarım kitap istediler. Sonra yayınevleri ile konuşmuşlar. Onlar önayak oldular ve ilk kitabım Sade ve Derin yayınlandı onlar sayesinde. Bu kitapta blog yazılarımdan seçme yapmıştım. Sonra birkaç kitap daha yazdım. Yeni öyküler, denemeler, anı yazıları, şiirler yazdım kitaplarım için. Derin Mavi adlı şiir/öykü kitabım edebiyat dergisine, televizyona çıktı. Kitaplarımı blog arkadaşlarım için çıkarıyorum, halen alıp okuyorlar, blogda, instada paylaşıyorlar.


(Sade Ve Derin)
DeepTone kitabı


Soru 7

Peki yazmaya ne zaman başladınız?

Yazmaya blogumda başladım. Bundan önce ise günce tutuyordum, lisede başladım, halen günce tutuyorum, anı defterleri yazıyorum, her şeyin defterini tutuyorum. Sanırım günlük yazmakla alıştım öykü yazmaya. Gündelik yaşamın sıradan kesitlerini yazmayı seviyorum.



Soru 8

Yazmak hakkında ne düşünüyorsunuz? Sizce yazmak bir yetenek işi mi yoksa herkes yazabilir mi?

Yazmak bence özel bir yetenek değil, özel bir şey de değil, diğer her şey gibi bir şey işte, bazıları yazar, bazıları resim yapar filan, ancak doğuştan deha olanlar var tabii, Mozart, Leonardo Da Vinci gibi, onlar ayrı, onlar sayılmaz. 

Yazmak yetenek değil, hatta yetenek diye bir şey de yok, yeteneği insanlar bahane olsun diye öne sürüyor, yetenek yok, öğrenme hırsı var, tutkusu var, yazma isteği var, veya başka sanatlarda da öyle, sevmek var, istek var, isteyen yazar, kendisini kaptırması lazım ve sonuç beklememesi lazım.


Soru 9

Blogunuzda Gördüğümüz kadarıyla kitap okumayı da epeyce seviyorsunuz Peki ilk Okuduğunuz kitabı hatırlıyor musunuz? Bize biraz o kitaptan bahsedebilir misiniz?

Kitap okumak en büyük tutkum ve en çok yaptığım şey tabii. Beş yaşında okuma yazma öğrendim, dergi gazete kitaplar okudum, çocuk kitapları tabii, babamların çok kitabı var, ordan okuyordum, ilk okuduğum ve halen en sevdiğim Küçük Deniz Kızı, sonra Pal Sokağı Çocukları oldu. İlkokulda ise Jack London, Agatha Christie, Yaşar Kemal okudum ilk. İlk okuduğum kitaplar, Agatha’dan Beş Küçük Domuz ve On Küçük Zenci oldu. Agatha işte, kolay gibi görünen gizemli cinayetler, katili bulmaya çalışmak, bazen bulmak bazen yanılmak, klasik polisiye, biraz da dehşetli cinayetler.


Soru 10

Hiç imzalı kitabınız var mı ilk imzalı kitabınızın ismi neydi?

Yok. Kitap imzalatmam hiç. Böyle bir merakım yok, imza günlerinde yazarlara uzaktan bakar, seyrederim. Örneğin, Asude’yi çok izledim imzalarken, hep gülümseyip kibarca imzalıyordu, o kadar uzun ki imza kuyruğu, yani ne zor öyle sürekli imza atmak, birçok Wattpad yazarını izledim böyle, kuyrukta kavgalar, camlar bile kırıldı. İmza için kim bekliycek o kadar?


Soru 11

5 kitabınız olduğundan bahsetmiştik Peki yazmaya şu an devam ediyor musunuz ara mı verdiniz? başka Kitaplarınızı da çıkartmayı düşünüyor musunuz, devam eder misiniz

Yazıyorum tabii. Blogda yazmak dışında yine kitaplarım çıkacak inşallah. Birkaç farklı türde yazmayı düşünüyorum. Ama yine anı, öykü, deneme, anlatı, en sevdiğim türler. Devam ettiğim çalışmam var zaten de pandemi girince vazgeçtim yayınlamaktan. Daha sonra inşallah, birkaç kitap yayınlamayı düşünüyorum, normal hayatımıza dönünce.


Soru 12

Bu haberi duyduğumuza sevindik. umarım yeni kitaplarınızı da okuma şansımız olur.  Bir diğer soru, Genç yazarlara bir tavsiyeniz var mı?

Valla tavsiyem, yani, çok kitap okumak, çok yazmak, her an her yerde yazmak, telefona not almak, yanında defter kalem taşımak, bıkmadan usanmadan yazmak, kendini adamak, çok istemek, yazıp yazıp atıp yeniden yazmak, aynı paragrafı defalarca farklı şekilde yazmak, bol hayal kurmak, bir de başkalarının ne dediğine bakmamak, yani bizde insanlar insanın hevesini kırabilirler, dinlemeyeceksin.


Soru 13

Çok haklısınız kesinlikle. İlham aldığınız veya örnek aldığınız bir insan var mı?

Hımm, okuduğum yazarlar ilhamım. Rollo May var, Yaratma Cesareti, o kitabı okuyunca, yazayım bari ben de, dedim, Hermann Hesse romanları ise en sarsan oldu, sonra da Tezer Özlü, Sevim Burak, Nazlı Eray, Adalet Ağaoğlu, Tomris Uyar, Pınar Kür, Leyla Erbil, Ayfer Tunç, Sevgi Soysal ve tabii Jane Austen, Bronte’ler. Bu yazarlar ilhamım, tabii onların hayatları da, Buket Uzuner, Aslı Erdoğan, hem yazıları, hem de hayatları ile. Yani yazarların hayatları aslı ilhamım oldu. Bir de bunun tam tersi olan İngiliz, A.B.D’li yazarlar var. Onlar ise yazmayı bir iş olarak görüp disiplinli çalışıyorlar. Planlı çalışıyorlar, bol araştırma filan yani. Bu yaklaşım da çok hoş. Jane Casey gibi yani.


Soru 14

Blog sayfanıza Yazdığınız yazılarda nelere dikkat ediyorsunuz?

Öncelikle kısa olması. Genelde beş altı paragrafı geçmem. 500 kelimeyi geçmem. Alıştırdım kendimi. O anda neler hissediyorsam onu yansıtması lazım yazının. Gündelik yaşamda gözlemlediklerimden öyküler çıkarıyorum . Gündüz ne görüp hissettiysem akşam onu yazarım. Onsekiz aydır evdeyim, alışveriş, Mİgros, BİM, A101’de ne görüyorsam öykülerim bunlardan çıkıyor veya yolda geçtiğim parklardan, alışverişe gidip dönerken. Bir de olumlu, çocuksu, iyimser, heyecanlı, neşeli olduğum için yazılarım da öyle oluyor, hüzünlü bir şey bile yazsam sonunu neşeli veya olumlu bitiriyorum ister istemez.


Soru 15

Blog sayfalarının popülerliği hakkında ne düşünüyorsunuz? Sizce blog sayfalarının popülerliği azaldı mı?

Azalmadı, sürekli olarak aramıza yeni blogcular geliyor. Yazmayı sevenler hep olacak, paylaşmak isteyenler hep olacak, yüzlerce binlerce blog var, sonu gelmez yani. Ama instagram ve twitter daha popüler tabii, ama onlar bloga benzemiyor, onlar kısa ve kolay, orda popülerlik çabası var, bizler ayrı bir türüz. Yani yazmayı paylaşmayı sevenler oldukça bloglar popüler olur.


Soru 16

Bloggerlara bir tavsiyeniz var mı?

Valla bir tavsiyem yok. Blogdan, blog çevremizden çok memnunum, mutluyum, keyifli, heyecanlıyım. Herkes böyle olsun, birlikte bir aile olarak mutlu olalım. Blogger, blogların teknik olarak, dizayn olarak ise bir şikayetim yok. Teknik kısımlara pek önem vermiyorum.

Gamzeli Kız’a çook teşekkür ederim. O da zaten şirinlerden, cicilerden, İrem Can, Aleyna Can gibi. Blogu da çıtır çıtır, yemelik.

Sorularıma cevap verdiğiniz için ve serinin bu yazısında bana eşlik ettiğiniz için çok teşekkür ederim. Kendinize iyi bakın 😇


Güzel bir yazının daha sonuna geldik yorumlarda buluşalım! Düşüncelerinizi bekliyorum ❤

DeepTone blog linki : https://www.blogger.com/profile/05023763781049278946


INSTAGRAM: gamzeli_kiz_blog

TWİTTER: Gamzelikizblog






Daha Yeni Kayıtlar Önceki Kayıtlar Ana Sayfa

Ne aramak istersin?

Hakkımda

Fotoğrafım
Gamzeli Kız
Herkese selamlar! Ben Gamzeli Kız bloğumda farklı kategorilerde önerilerimi sizlerle paylaşıyorum. Umarım burada kendinizden bir şeyler bulabilir ve burayı çok seversiniz. Yorumlar da ziyaretinizi belli etmeyi unutmayın. Sevgilerle :)
Profilimin tamamını görüntüle

INSTAGRAM

Bu gönderiyi Instagram'da gör

gamzeli kız 🌞 (@gamzeli_kiz_blog)'in paylaştığı bir gönderi

Sosyal Medya

Popüler Yayınlar

  • ALACAKARANLIKTA BİR ÖYKÜ | STEFAN ZWEIG
  • GÜNDEM VAKTİ 19 - 23 NİSAN
  • AĞAÇ EV SOHBETLERİ 121

Okurlar

Bloğumu ziyaret ettiğiniz için teşekkür ederim. Kendinize iyi bakın :). Blogger tarafından desteklenmektedir.

Blog Arşivi

  • ►  2022 (14)
    • ►  Ağustos 2022 (2)
    • ►  Mart 2022 (2)
    • ►  Şubat 2022 (3)
    • ►  Ocak 2022 (7)
  • ▼  2021 (107)
    • ►  Aralık 2021 (14)
    • ►  Kasım 2021 (10)
    • ▼  Ekim 2021 (3)
      • DİZİ YORUMU: EXTRAORDİNARY YOU
      • GEMİ | STEFAN MANİ
      • SADE VE DERİN İLE RÖPORTAJ
    • ►  Eylül 2021 (2)
    • ►  Ağustos 2021 (6)
    • ►  Haziran 2021 (4)
    • ►  Mayıs 2021 (5)
    • ►  Nisan 2021 (16)
    • ►  Mart 2021 (21)
    • ►  Şubat 2021 (19)
    • ►  Ocak 2021 (7)

Görüntüleme

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

-ÖNE ÇIKAN YAYIN-

UYGULAMA ÖNERİLERİ #2

-KATEGORİLER-

  • dizi önerileri 4
  • film önerileri 9
  • gündem vakti 4
  • kitap önerileri 16
  • kore dizi önerileri 3
  • röportaj 9
  • web site önerileri 2
  • yemek tarifleri 7
  • öneriler 6

-POPÜLER YAYINLAR-

  • ALACAKARANLIKTA BİR ÖYKÜ | STEFAN ZWEIG
  • RAMAZAN'DA DOĞRU BESLENME ÖNERİLERİ
  • RAMAZAN MENÜLERİ 1

Designed by OddThemes | Distributed By Gooyaabi Template