Selamlar herkese ben Gamzeli Kız, bloğuma hoş geldiniz. Bugün, yeni bitirmiş olduğum bir kitabın incelemesi için buradayım. Emine Şenlikoğlu'ndan okuduğum ikinci kitaptı ve yazma amacını az çok biliyordum. İlk okuduğum kitabından sonra merak edip kendisini de araştırmıştım. İdamlık Genç kitabını duymuşsunuzdur belki. Ağlaya ağlaya okudum özellikle son sayfalarını. Çok duygulu bir kitaptı.
Sonra da elime bu kitabı geçti. Neden bilmiyorum fakat isminden dolayı bana aşk romanı gibi gelmişti. Ama okudukça alakası olmadığını anladım. Ben biraz tadında Spoiler seven biriyim. Biraz alınca daha heyecanla okumaya veya izlemeye devam ediyorum. Kitabın da sayfalarını çevirirken ama bakın kesinlikle yanlışlıkla oldu 😂 Çok kritik bir Spoiler' a denk geldim. Sayfalar akıp gitti ben o sayfaya gelmek için çabalarken. Okuduktan sonra hem hayal kırıklığına hem de şaşkınlığa uğradım.
Hakkında
Yayınevi: Mektup Yayınları
Yazar: Emine Şenlikoğlu
Baskı yılı: Nisan 2006
Konusu: Musa ve yıldırım adındaki iki gencin dini öğrenme arayışları anlatılıyor. Aynı zamanda arkadaşlıkları ve arlarındaki bağlarda anlatılıyor. Yazar, gençlerin harcanmasına tepki göstererek birçok kısamda da bundan bahsediyor.
Yorum
Genel olarak kitaptan bahsetmem gerekirse kitaplıktan buldum yani yeni almadığım için fiyatı hakkında bilgim yok. Elimdeki baskı da 2006 yılına ait. Yazarın "Sevginin Sesi" isimli serisinden ikinci kitabı. Kitapta yoğun olarak arkadaşlık işleniyor. Arkadaşlık bağları fazlasıyla yoğun. Ve gençlerin yaşamları ele alınıyor. İstekler, önlerine serilenler ve onları çekenler.
Yazarın kitaplarındaki nihai amaç dini mesajlar vermek. Yalın bir anlatım dili var ve kurgusu pek güçlü değil. Yazım hataları çok vardı kitapta. Ama verdiği mesajlar anlamlıydı. sürükleyici bir kitap olmasa da yarım bırakmak istemediğim için bitirdim. Verilmeye çalışılan mesajlar ve yaptığı benzetmeler hoştu. Çok ters köşe bir son ile karşılaştım ve hiç beklemiyordum. Şok oldum. Aslında sonunu pek sevmedim de denilebilir. Beklentimi karşılamadı.
Yıldırım ve Musa'nın arasındaki git gelli arkadaşlık da güzeldi. Yıldırım karakteri için fazlasıyla üzüldüm. Babasının tavırları çok üzücüydü. O kısımlar da gözlerim doldu. yazar verdiği mesajların yanı sıra duyguları da güzel işliyor.
Rahatsız olduğum bir nokta var ki hastane kısmı. Bence çok fazla uzadı. Bir an kitap bununla bitecek falan sandım. Kurgu yönünden kitabı düşünmemeliyim aslında çünkü kitabın amacı mesajlar vermek. Benim ilgimi çeken bir kitap olmasa da yazım hataları dışında başarılıydı.
📍 10\7 Vermek istediği mesajlar çok güzeldi.
Bolca alıntı yazmaya çalışacağım çünkü hepsi bana çok anlamlı geldi. Sizlerle bu alıntıları paylaşmak istiyorum.
Alıntı Köşesi 📌
"Arkadaşına minnetsiz olana kimse minnet etmez."
"Zaten zalimler cesaretini cesaretsizlerden almazlar mıydı?"
"Konuşmak insanın kendini yansıtır."
"Babamsız olsaydı köyüm
O zaman gülerdi göğüm,"
"Çiçek sevmeyen, ağacın önemini bilmeyen öğrenciler yetiştiren bir okul, aslında insan harcayan bir fabrikadır."
"Hayalimi bilmediği ve de oraya ulaşamadığı için kimse onu yıkamıyor."
"Zaten sır yabancıdan değil, tanıdıktan saklanır."
"Sivri sinekleri öldürmekle, sinekler yok olmaz. Bataklığı kurutmak lazım."
"Gerçekten bir insan, insanlıktan yılanın derisinden sıyrılıp çıktığı gibi çıkar mıydı?"
"Ne demiş şair;
'Haksızlık karşısında rahatsa yüreğin! içindeki düşmanı gör derim dostum."
"İnsan ne zaman yalnız kalır? Bütün insanlar ölünce mi? Hayır! Sevdiği ölünce yalnız kalır. Bana öyle geliyor ki, benim sevdiğim yoksa, dünya insanla dolu bana ne?"
"Allah'tan ölürken bile ümit kesmeyin. en büyük ölümdür umutsuzluk."
"İstersen hiç uyumayalım ha? Belki ölürüz. Dünyaya daha çok bakalım. Biraz doyalım dünyaya."
"Ne demişler; Sevginin en güzel anlaşıldığı an ayrılık anıdır."
'Bu kitap kendisinde şüphe olmayan bir kitaptır' diyor. Bakara suresinin 2. ayetinde."
"Mavis B. Jolly 'İslam'a karşı koymak istediğim zaman her noktada direnişim kırıldı.' demiş"
"Dünyanın en derin sevincini belirten şeydir sevinçten ağlamak..."
Emine Şenlikoğlu kimdir?
1953'te Giresun'un Dereli ilçesine bağlı Anbaralan köyünde dünyaya geldi. Gençlik yıllarında din arayışına girdi. Eşi Recep Özkan ve özel hocalardan dersler aldı. Akaid, hadis usulü gibi ilim dallarında kendini yetiştirmeye çalıştı.
İlk kez 1978'de yazmaya başladı. Bursa Marmara Gazetesi, Milli Gazete, Yeni Asya Gazetesi ile Sur ve Ribat Dergisinde yazdı. 1985 yılında eşi ile beraber aylık Mektup Dergisini çıkardı.
Yirmi kadar kitap yazdıktan sonra, Türkçe ve Edebiyat dersleri aldı ve ilk kitaplarını gözden geçirmeye başladı. Yazarın üç şiir kitabı var. Aynı dönemde çıkan şiir kitapları arasında Mahkum Duygular isimli şiir kitabı Türkiye rekoru kırdı. Şenlikoğlu'nun yazdığı bir piyes sahneye kondu ve sahasında rekor sayılan izleyici kitlesine ulaştı.
Yazar, yirmi yaşından sonra İlkokulu, kırk yaşından sonra da ortaokulu ve İmam Hatip lisesini dışarıdan okudu. Kırk sekiz yaşından sonra Üniversiteye gitmek istediğinde, başörtü yasağına takıldı.
Yazarın toplam 6 serisi var.