Gamzeli Kız

  • ANA SAYFA
  • ÖNERİLER
  • RÖPORTAJ
  • GÜNDEM VAKTİ
  • İNCELEME
  • İLETİŞİM

 Selamlar herkese ben Gamzeli Kız bloğuma hoş geldiniz. Bugün ilk Kore dizileri izlemeye başladığım zaman çok severek izlediğim bir diziden bahsedeceğim sizlere. Bazen izlediğim film veya dizileri sevsem bile tekrar izlemiyorum ama bazen ise çok sevdiğim diziler oluyor ki bu da onlardan biri, bir kez daha izlemeyi istiyorum. Bir de YouTube'da kliplerini şarkılarla izlemeyi de seviyorum. Diziyi de tekrar izleyip şimdi yorumunu yazıyorum. Sizlere eğer bir Kore dizisi izlemek isterseniz tavsiye ettiğim bir dizi. Daha detaylı tanıtım için hadi okumaya devam edin 👀

Hakkında

Yönetmen: Jung Dae-yoon

Bölüm sayısı: 1 Sezon 16 Bölüm

Yapım Yılı: 2016 yılında MBC kanalında yayınlanmıştır. Güney Kore yapımlı televizyon dizisidir. 



Konusu

Oh Sung Moo tarafından yazılan çizgi roman "W" herkes tarafından çok ilgi görür. Çizgi romanda baş karakter, Kang Chul'un hayatı anlatılmaktadır. Kang, trajik bir geçmişe sahip olan başarılı ve yaşadığı dünyada çok sevilen bir Ceo olarak tanınır.

 Kang Chul  18 yaşındayken Olimpiyatlarda atıcılık alanında ülkesini ve ailesini temsil eden başarılı bir öğrencidir. Bir gün gizemli bir katil tarafından ailesi öldürüldüğünde her şey alt üst olur. Asıl amacı yıllar önce öldürülen ailesinin katilini yakalamaktır. 



Oyuncular

Baş roller: Lee Jong Suk, Han Hyo Joo

Kim Eui Sung, Lee Tae Hwan, Jung Yoo Jin, Lee Si Eon, Park Won-Sang, Cha Kwang-Soo, Lee Si-Un, Nam Gi-Ae, Heo Jung-Do, Kang Ki Young 


Yorum

Diziye sosyal medyada yapılan klipleri izleyerek başlamıştım. Hatta benim Kore dizilerine başlamam böyle olmuştu. İlk zamanlarda izlediğim dizilerden biriydi. Şimdi çok sevdiğim için tekrar izledim ve üzerine bir de buraya eklemek istedim.

Dizinin her bir bölümünde bu sefer ne olacak diye bekleyerek izledim. Bir kısımda dizide hiç beklemediğim şeyler oldu ve gerçekten üzüldüm. Baş roller olayların gelişimi ile birbirilerine yakınlaşmışlardı.  Fakat olaylar bu yakınlaşmanın seyrini tümünden değiştirdi. Kang, hafızasını silerek zamanı geri sardırdı. Yeon Joo ise dünyaya döndüğünde onun istediği gibi bir çizgi roman yazdı. Kang'ın hafızası silindi ve yaşananları unuttu. İşte bu dönemde Yeon Joo'nun her şeyi hatırlaması ve acı çekmesi beni çok üzmüştü. 

Genel olarak konusu ile ilgi çekici bir dizi. Kadın karakterin çizgi roman dünyasına girmesi, iki dünya arasında yapılan geçişler, bence diziye çekiyor. Bir ayrıntı eklemek istiyorum Lee Jong-Suk'un diğer dizilerini ve partnerlerini biliyorum. Hatta listemde diziler. Fakat onu bu dizide Han Hyo-joo ile izledikten sonra diğerlerini izleyemiyorum. Benim fikrimce en çok onunla yakışıyorlar. Aralarındaki o güzel uyum diziyi izlerken beni bayağı bağladı. 



Çevirenin yazdığı not çok iyi bu arada 😂


DİZİ FRAGMANI



Yazının sonuna geldik. Benim çok severek izlediğim bir dizi olduğundan sizlerle de paylaşmak istedim. Daha önce izlemiş miydiniz? cevabını benimle yorumlarda paylaşabilirsiniz. Dizi hakkındaki düşüncelerinizi de beklerim. Kendinize iyi bakın, sağlıcakla kalın ❤

Instagram: gamzeli_kiz_blog

Twitter: Gamzelikizblog


 Selamlar herkese ben Gamzeli kız. Bloğuma hoş geldiniz. Umarım güzel geçiyordur gününüz 😊 Bugünkü yazıda bir kitap yorumu ile buradayım. Öncelikle yazarın okuduğum ilk kitabıydı. Ben genellikle Sherlock okumayı çok severim ve kitapların arkalarında hep Anna Katherine'in kitaplarının önerisini görüyordum. Ben de bu tarza yakın yazdığını ve seveceğimi düşünerek bu kitap ile bir açılış yapmak istedim. Korku, gerilim tarzı olduğunu düşünmüştüm aslında kapak ve isim ile. Ama arka kapakta içinden bir alıntı yerleştirmişler ve onu okuyunca polisiye, gizem tarzında olduğunu gördüm. Açıkçası bayağı bir merak da ettim. Şimdi daha ayrıntılı konuşalım, hadi okumaya devam edin 👀


"İNSANI EVDE TUTACAK KADAR KARA BİR GECEYDİ"


Hakkında 

Yazar: Anna Katherine Green

Türü: Polisiye

Basım Yılı: 2017

Mavi Çatı Yayınları, Derya Öztürk tarafından çevrilmiş. 


Alıntı Köşesi 

" İnsan mutlu olduğunda güzel elbiselere ihtiyacı olmaz. "

"Benim gibi geç kalmış bir yolcu , yolun açık olmasından başka bir şey istemezdi ."

..."Bana verdiğiniz şarabı kana kana içen ben, üç hafta yaşadım ama benim şarabımı içen sizlerin bırak üç saati, üç dakikası bile yok."

Biz iki yoksul yolcuyuz. İki kişi olunca zor yollar bile düz olurmuş...

"Hala iki yolcuyuz! Sadece yol artık daha zor değil ancak yoldaşlığa ihtiyacımız daha büyük. Birlikte yola devam edelim mi, siz, ben ve bebek?"


Yorum

Sisler Evi 4 bölümden oluşuyor. Ayrıca kitabın içinde bir öykü daha var. "Kayıp Yakut" 

İki öyküde gerçekten birbirinden şahaneydi diyebilirim. Anna'nın yazım dili bana çok hitap etti. Sade ve anlaşılır bir biçimde yazsa da cümlelerini etkileyici buldum. Öykülerinde kurduğu kurgu örgüleri ve bunları yansıtma şekli çok başarılıydı. Bazı kısımlarda özellikle Sisler Evi'nde anlayamadığım kısımlar oldu ama okudukça daha da rayına oturdu. İlk okuduğumda anlamamıştım ve tam anlamı ile odaklanamıyordum bu yüzden birkaç sayfa okuduktan sonra bırakıp başka zamana bıraktım. Bence iyi bir seçimdi. 

Öykü miras dağıtımını konu alıyor. Zengin bir amcanın mirası dağıtılırken akrabaları bir yerde toplanıyor. Avukat vasiyeti açıklarken içeride konunun dışında yabancı bir yolcu da yer alıyor. Yolcunun konu ile ilgisiz bir şekilde sığınmak için oraya girdiği anlaşılınca kendisini üst kata ziyaretçi odasına gönderiyorlar. Fakat yolcu ne olup bittiğini dinlemek için kapının arkasında bekleyerek onları dinliyor. 

En can alıcı nokta vasiyet açıklanırken paylaşamadıkları ve içmek için ölüp bittikleri şarap sahnesiydi. Zaten alıntıların içinde sahneden bir kısım da var. Bunu arka kapağa yerleştirmişler ve okuyunca bayağı heyecanlandım. 

    Kayıp Yakut, kitabın içinde yer alan ikinci öykü. Kaybolan bir yakutu arayan dedektif anlatılıyor. Bu yakutu balo günü, bulan gencin getirmesi planlanırken beklenilmeyen bir olay sonucu yakut kayboluyor. Bayan Ashley dedektifi arayarak bu olayı sessizce çözmesini istiyor. 

Polisiye kesinlikle çok severim ve bu öyküyü de çok beğendim. Dedektifin çözmesini bekliyordum ve açıkçası şaşırtıcı bir şey olacak zannettim ama beklediğimin aksine basit bir şekilde ortaya çıktı. Bu sırada da dedektif başka bir kadını suçlu zannediyordu.


Anna Katherine Green Kimdir?

Anna Katharine Green Amerikalı bir şair ve romancıydı. Amerika'daki ilk dedektif kurgu yazarlarından biriydi ve iyi planlanmış, yasal olarak doğru hikayeler yazarak kendini seçti. Green, "dedektif romanının annesi" olarak adlandırıldı.

İlk kadın polisiye roman yazarıdır. Brooklyn, New York'ta doğdu, ilk tutkusu romantik dizeler yazmaktı ve Ralph Waldo Emerson ile yazıştı. Şiirleri tanınması konusunda başarısız olduğunda, ilk ve en iyi bilinen romanı The Leavenworth Case (1878) 'ı yazdı. Yaklaşık 40 kitap yayınlayarak çok satan bir yazar oldu. Zamanında, erkek yazarların baskın olduğu bir türde başarılı olduğu için ilerici bir kadın olarak kabul edildi, ancak feminist çağdaşlarının çoğu onu onaylamadı.

Doğum
Brooklyn, New York, Amerika Birleşik Devletleri, 11 Kasım 1846
Ölüm
Buffalo, New York, Amerika Birleşik Devletleri, 11 Nisan 1935

*  

Yazının sonuna geldik. Umarım beğenmişsinizdir. Kitabı okumuş muydunuz? cevabınızı benimle yorumlarda paylaşabilirsiniz. Düşüncelerinizi bekliyorum, kendinize iyi bakın. Sağlıcakla kalın. ❤

Instagram: gamzeli_kiz_blog

Twitter: Gamzelikizblog

 Selamlar herkese ben Gamzeli Kız. Bloğuma hoş geldiniz, iyi ki de geldiniz :) Bugün röportaj serimizin yeni yazısı ile beraberiz. Bu yazıda konuğum Sevil Çevirgen bizlerle! Kendisi ile çok güzel bir soru cevap gerçekleştirdik. Bu hafta sorularıma verdiği cevaplar ile onu tanımış olacağız. Öncelikle kendisine sorularıma verdiği cevaplar için size de yazıyı ziyaret ettiğiniz için teşekkür ederim.

Yakın bir dönemde yeni bir kitabı çıkmıştı, bundan yazıda daha detaylı bahsettik. Sevil'e yazı yolunda başarılar diliyorum ❤ Röportajın detayları için okumaya devam edin 👀




1)Merhaba! Öncelikle blog okurlarına biraz kendiniz hakkında bilgi verebilir misiniz?

Tabii ki. Ben Sevil Çevirgen. Evli ve bir çocuk annesiyim. Ankara Üniversitesi Radyoloji mezunuyum. Yıllarca ilaç firmalarında çalıştıktan sonra oğlumun doğumuyla birlikte bu alandan ayrıldım. Ve hem çocuk büyütüp hem de yazı yazmaya başladım.

Yazı yazmayı, fotoğraf çekmeyi, yardım etmeyi, araştırma yapmayı çok severim. Tipik bir Terazi burcuyum. Sanatsal, estetik, felsefi konuları sever, kavgadan gürültüden hiç haz etmem.

Doğayla, hayvanlarla ve çocuklarla olmaktan çok keyif alırım. Hepimizin dünyaya katkı sağlamak için yaratıldığımızı düşünüyorum ve yüzden yaşamı layığınca yaşamaya özen gösteriyorum elimden geldiğince.

 

2)Seni tanıdığımıza çok memnun olduk Sevil. Blogger’da Düş Tasarımcısı ismi ile bir sayfanız var. Bize blog sayfanızdan bahseder misiniz?

Teşekkür ederim ben de sizleri tanıdığıma çok memnunum. Düş Tasarımcısı ismi birden aklıma gelen ve çok sevdiğim bir isim oldu ve insanlar bloğumu bu şekilde tanıyorlar.

Blogumda fotoğraf yazıları, fotoğraf teknikleri, kitap tanıtımları, dizi yorumları ve bazen de samimi içimden gelen gündelik kısa yazılar yazıyorum. Arada da anne olmak ile ilgili yazılarımı paylaşıyorum.

Sevdiğim bir blog arkadaşım sağ olsun genel şalon, tema düzenlemelerimi O yaptı. Genelde ayda iki ya da üç yazı yazmaya özen gösteriyorum. Daha sık yazmayı çok istiyorum ancak ilgilenmem gereken bir oğlum var, dergiye yetiştirilecek yazılar var, yeni kitap hazırlığım var. Ancak bu sıklıkta oluyor o yüzden. Ama bloğuma yazı yazmayı çok seviyorum. Bu sene daha çok blog yazısı yazmayı planlıyorum.

 

3)Başarılar diliyorum blog hayatınızda. Biraz da blog maceranız hakkında konuşmak isterim. Blogger ile nasıl tanıştınız ve hangi tarihte başladınız?

Blogger ile tanışmam şöyle oldu. İşten ayrıldığımda evde çocuk büyütürken sürekli bir şeyler okurdum. Milliyet blog vardı o dönemde çok popülerdi ve ben oradaki yazıları çok okurdum. Sonra bir gün dedim ki kendi kendime neden benim de bir bloğum olmasın ve yarım saat içinde blogspottan kendi bloğumu oluşturdum. Sene 2010'du. 

Her şey böyle başladı işte.

4)Bu yolculukta kendinize koyduğunuz başlangıç hedefleri neydi ve zamanla bu nasıl değişimlere uğradı?

Ooo olmaz mı çok hedefim çok hayalim vardı. İlk düşüncem diğer blog arkadaşları ile tanışmak ve en çok okunan bloggerlardan biri olmaktı. Çok arkadaşım oldu evet ama en çok okunan blog değilim tabii ki. Ama belli bir okuyucu kitlem var ve bu beni mutlu ediyor.

Sonrasında dergide yazmaya başladım “annebebek” te. Bu benim yazım hayatımda önemli bir değişim oldu.

Ardından da kitap çıkardım. Tüm bunlar yazı yazma arzumda oluşan değişimlerin tezahürüydü aslında.

 

5)Blog yazılarınızı yazarken dikkat ettiğiniz önemli unsurlar var mıdır? Varsa bizimle paylaşır mısınız ?

Yazılarım iki türlü oluyor genelde. İlki samimi, içimden gelen, okuyucuyu hafifleten kısa yazılar yazmak. Hayatın içinden kesitler bunlar.

İkincisi bilgilendirici tarzda olanlar; Mesela fotoğraf makinesi ya da teknikleri hakkında ya da bir kitabın, dizinin tanıtımı, yorumlanması şeklinde.

Ama ne yazarsam yazayım çok uzun olmamasına dikkat ediyorum bir de samimi, içten, sıcak olmasına özen gösteriyorum.


6)Hayatınızda ilham ve ya örnek aldığınız biri var mıdır?

İlham gibi değil belki ama tarzını beğendiğim, etkilendiğim insanlar oluyor. Bu kişiler gençliğimde başkaydı şimdilerde başka belki ama genelde üretken, pozitif düşünen kişileri beğeniyorum.

Mesela Betül Mardin ilerleyen yaşına rağmen her gün çalışan, aktif, kendine özen gösteren ve yaşlandım diye karamsar olmayan birisi. Bu özellikleri nedeniyle takdir ediyorum onu. Ve yaşlandığımda ben de aktif ve sağlıklı olmak istiyorum inşallah.

Bir de 25 ülke gezen Ayşe Teyze var bilenler vardır belki. Bayılıyorum ona. Kendisi kısıtlı imkanlarıyla dil bilmeden tek başına dünyayı gezdi. Kesinlikle örnek alınacak birisi. Aynısını yapmak istiyorum Allah’ın izniyle.

 

7)Biraz da yeni çıkarmış olduğunuz kitap hakkında konuşmak isterim. “Ya Başka Bir Hayat Mümkünse” isimli kitabınızı bize anlatabilir misiniz?

Tabii. Kitap çıkarmak hep çok istediğim bir şeydi. Ama doğru zaman bu zamanmış sanırım. Hayatımın  zor bir döneminde yazmaya başladım ben bu kitabı ve yazarken aynı zamanda iyileştim sanırım.

Yıllardır aldığım notlar, yazdıklarım, aklımdakiler hepsi bir anda birleşti ve kurduğum olay örgüsü ile harmanlandı. İki  senelik hazırlık ve bir sene boyunca yayınevi arayışımın ardından nihayet basıldı.

Başka bir gezegende mutsuz insanların arasında yaşayan Mira isimli genç bir kızın bu karanlıktan çıkışı var aslında özünde. Yazar Pirigori Garanarga ile tanışması ile hayatının değişmesi, gelişmesi ve farklı bir dünyaya açılan bir kapı. Yazarın notları ve önce Mira’nın sonra da etrafındakilerin şifa bulmasını konu ediyorum kitabımda.

Hepimizi anlatıyorum, yalnız olmadığımızı, farklı bakabileceğimizi ve sonunda sürpriz bir finalle de bitiriyorum. Bu sonu herkes kendince yorumluyor ve bu da benim çok hoşuma gidiyor.

Kitabım 92 sayfadan oluşan fantastik ve kişisel gelişim ögeleri içeren kurgusal bir roman. Umarım daha çok insana ulaşır zaman içinde.Şu anda aktif olarak birçok kitapçının internet sitesinde satışta.


 

8)Peki daha önce yazdığınız ve çıkardığınız başka kitaplarınız var mı? Bizlere onlardan bahsederseniz seviniriz.

Var aslında. Masal kitabım “Hayalci Cüce” var. Hayal kurmayı çok seven bir cücenin maceralarını anlatıyor.

2020 Haziran ayında e kitap olarak Publitory isimli bir e- yayıncılık sitesinde yayımlandı, çocuklar için ücretsiz yayınlamıştım kolayca ulaşabilsinler diye.

Sonra site kapandı maalesef. Şimdi masala ulaşılamıyor o nedenle yeniden baskılı bir kitap haline getirmeyi planlıyorum.

 




9)Sizin de bu konudaki fikrinizi merak ediyorum açıkçası. Sizce yazmak yetenek işi midir yani isteyen herkes yazabilir mi?

Aslında kimse bana kızmasın ama ben yazı yazmanın da, resim yapmanın da, heykel yontmanın da bir yetenek işi olduğunu düşünenlerdenim. Zaten yazı yazma isteği içten gelir, yazmadan duramazsın. Bazı insanların kelimeleri, cümleleri daha bir dokunur insana. İşte bu yetenektir.

Ancak geliştirilebilir de. Yani azimle, istekle her gün yazan ve bazı kuralları uygulayan herkes bir şeyler yazar ama işin yetenek kısmı hep özel, parlayan bir şeydir kişiye ait olan.

 

10)Bloggerlar hakkında ne düşünüyorsunuz?

Çok seviyorum blogger arkadaşlarımı. Kaliteli, dürüst, samimi, üretken insanlar hepsi de. Kendimi çok ait hissettiğim, içinde olmaktan gurur duyduğum bir topluluk.

Hepimizin ortak özelliği yazmadan duramamak, bu şekilde kendimizi ifade etmek ve iletişim kurmak. Yani bana göre Bloggerlar özel insanlar, iyi ki varlar.


11)Bloggerlara söylemek istedikleriniz veya vermek istediğiniz tavsiyeler var mı? Varsa buyurunuz…

Bazen yazılarını takip edip okumaktan keyif aldığım arkadaşlarım birden yazmayı bırakıyorlar. Buradan onlara sesleniyorum : “ Lütfen geri dönün, arada sırada da olsa bizleri yazılarınızdan mahrum bırakmayın!”.

Bir de yeni arkadaşlara sesleneyim buradan; “Pes etmeyin, hep yazın, konu bulamıyorum demeyin, kendinizi, hayatınızı, kuşları, çiçekleri, karıncaları yazın ama ne olur hep yazın! ”

Umarım biz bloggerlar birbirimizle iletişimimizi hiç kesmeyiz. Dilerim ki ilerleyen teknolojiye ve yitip giden zamana yenilip birer birer eksilmeyiz ve gelecekte de var oluruz…

Son olarak Sevgili Gamzeli Kız sana da çok teşekkür ederim bu güzel röportajı benimle yapmak istediğin için. Soruların birbirinden güzeldi ve cevaplarken çok keyif aldım. İyi ki varsın. Sevgilerimle…

*

Röportaj serisinin bu yazısında sevgili Düş Tasarımcısı bloğunun sahibi Sevil ile beraberdik. Umarım yazıyı beğenmişsinizdir, düşüncelerinizi yorumlar kısmında belirtebilirsiniz. Son olarak sizlerden bir ricam var, Düş Tasarımcısı bloğunu ziyaret ederseniz bir de yorum bırakırsanız çok güzel olur. 💛

Sevil Çevirgen'in bloğuna ulaşmak için; Buraya tıklayın



 24.01.2022

Selamlar herkese bloğuma hoş geldiniz, iyi ki de geldiniz. Bugün benim için çok mutlu edici bir gün. Gamzeli Kız'ın 1. yaşını kutlamak adına bu yazıyı yazacağım. Çok fazla heyecanlıyım. Nasıl oldu da bir yıl geçti ben bile şaşkınım. Ama iyi ki dediğim bir karar oldu benim için. Ve bu 1 yıl boyunca yorumlarını, okumalarını ve güzel dileklerini eksik etmeyen siz, blog okurlarıma sonsuz teşekkürler ve sevgiler. 💛 Veeee Gamzeli Kız 1 Yaşındaaaa!!!


1 yıl önce 2021'de  24 Ocak günü oturmuştum klavyenin başına ve bilmeden araştırmadan Dan diye açmıştım bloğumu. Hiç araştırmadım dediğim gibi ve karşıma çıkan bir video ile anlık heyecanımla başladım. Bugüne gelebileceğimi kesinlikle tahmin etmemiştim. Hiçbir bilgim yoktu. Ayrıca o dönem kesinlikle yazma konusunda beceriksiz olduğumun kanısına varmıştım. Düşünüp durdum, ne yazılar yayınlayabilirim? diye. Ama hiçbir şekilde yazı konusunda yeteneğim olmadığı için daha çok bilgi verici yazılar yayınlamak  istedim. İzlediğim dizileri, filmleri; okuduğum kitapları, yemek tarifleri ve öğrendiğim bilgileri sizlere aktarmak istedim. O dönem zaten korona olduğundan çok fazla izlemiş ve okumuştum. Birçok konuda da araştırma yapmayı sevdiğimden ben öğrenirken sizinle de paylaşacaktım. Aslında 2015 senesi zamanlarında blogların var olduğunu duymuş, isteklenmiş fakat nasıl olduysa başlamamıştım. İlk yazılarımda daha tam adapte olamadığımdan biraz kastığımı hissediyordum. Ama alıştıkça ve sizin yorumlarınızı gördükçe daha çabuk adapte oldum :)

Başladım, ilk zamanlar hiç görüntülemem yoktu. Hiç blogger tanımıyordum. İnstagramda önce Yazarix ile tanıştım ve o bana çok yardımcı oldu. Sağ olsun. Sonra İrem ile tanıştım. Yeni bloggerlar keşfederken izlenme ve yorumlar gelmeye başladı. Ve bu sayede yeni bloggerları öğrenebildim. 

İlk hafta Empati isimli kitabın yorumunu yazmıştım ve bu yazı bana inanılmaz bir şekilde özgüven vermişti. "Yapabilirim ben de." dedim "Yazmayı öğrenebilirim." derken bırakmadan düzenli her gün yazı yayımladım. Zaten o zamanlar kafa dağıtmak için kendime bir uğraş bulmak istiyordum. Bir İnstagram bloğu açmış ve onu sürdürememiştim. Bu nedenle blogger bana iyi geldi. Aldığım her yorum beni o kadar mutlu etmişti ki burayı hiç bırakmamaya karar verdim. Tabii o zamanlar henüz yapmama gereken işler sırtıma binmemişti ve vaktim boldu. Ama sonra çok fazla çalışmam gerektiğinden ve ev hayatı yoğun geçtiğinden daha az zaman ayırabildim. Tabii ertelediğim işler de üst üste binmişti.

Bu şekilde yeni bloggerlar ile tanışarak ilerledi bloğum. Çok güzel insanlarla tanıştım ve Blogger ortamının ne kadar samimi olduğunu fark ettim. Çok şey öğrendim ve ilk başladığım gün ile bugün arasındaki farkı kolayca ayırt edebildim. Öz eleştiri yapmam gerekirse o gün ile bugün arasında ne kadar geliştiğimi görebiliyorum. Belki bir pirinç tanesi kadar ama umut var, gelişme var :) Ve bloğumu çok seviyorum. Zahmet edip yorum yapan benimle düşüncelerini paylaşan ve okuyan blog okurlarımı da çok seviyorum. Bir süre daha birlikteyiz :) 

Hala inanamıyorum desem yeridir. O gün hiç bu kadar yükseleceğimi ve sizlerle tanışacağımı tahmin edemiyordum. Ve dediğim gibi hayatımda verdiğim en iyi karar bu bloğu açmaktı. Bana çok iyi geldi :)

O zaman kapanışı yapalım, kendinize iyi bakın sağlıcakla kalın. Yeni yazılarda tekrar görüşelim. Nice yaşlarda hep beraber yorumlarda buluşalım. 😃💛💛




 Selamlar herkese ben Gamzeli Kız. Bloğuma hoş geldiniz. Bugün çok sevdiğim bir yazar olan Victor Hugo'nun bir kitabı hakkında konuşacağım. Dediğim gibi çok sevdiğim bir yazar belki en sevdiğim bile olabilir. Yazarı, ilk çok bilinen Sefiller romanı ile tanımıştım. O kitaptan sonra da mutlaka diğer tüm kitaplarını okumam gerektiği kanısına vardım. Beni çok derinden etkilediği ve kitaba hayran kaldığım için buraya da bu yazıyı eklemek istedim. Kitabın içine doğru girelim. Hadi okumaya devam edin 👀

"Aslında ne zaman öleceğini bilmemek ne büyük nimettir."


Kitap Hakkında 

Yazar: Victor Hugo

Basım yılı: 1829

Çeviri Derya Akküç

Yayınevi: Aperatif Kitap 


Kitabın Konusu:

İdama mahkum edilen baş karakterin hapiste yazdığı sayfaların toplanması. İdam mahkumu, idamına 6 hafta kala yalnız başına bir hücrede kalıyor. Ve görevlilerden bir kalem ve bir kağıt isteyerek günlerini, hissettiklerini yazıyor. Böylelikle idam edilmek istemediğini, ailesini ve kızını, tüm hislerini okumuş oluyoruz. 


Alıntı Köşesi

"İnsanların hepsi belirsiz bir süre için ertelenen ölüm cezasına mahkûmlardır."

"Ölüm kararı verilene kadar, soluk aldığımı hareket ettiğimi, diğer insanlarla aynı ortamda yaşadığımı hissetmiştim ; şimdi dünyayla benim aramda bir sınır olduğunu kesin bir şekilde kavrıyordum."

"Manevi acının yanında fiziki acının ne önemi var?"

"Bilirsin hayatta her şeyin bir sonu vardır."

"Böylesine korkunç sözlerin, o kırmızı ve temiz dudaklardan dökülmesi ürkütücüydü. Adeta gülün üzerinde salyangozun sümük izi kalmıştı."

"Her zaman mutluydum hayal dünyamda. İstediğimi düşünebiliyordum, özgürdüm."

"-Hiç konuşmuyorsun, kederli bir halin var, dedi. Oysa yüreğimde cenneti taşıyordum. Bütün hayatım boyunca hatırlayacağım bir akşamdı."

"Ama artık aynı kişi değildim."


Kitabın Yorumu:

Dünya klasikleri arasına girmeyi kesinlikle hak ettiğini düşündüğüm bir kitap. O kadar alıntı bolluğu vardı ki. Okurken çok fazla his barındırıyor içinde ve bu kesinlikle size geçiyor. Mahkumun hissettiği çaresizlik, keder hissi çok etkiliyor. Kitabın çevirisini beğendim. ama aldığım tavsiyeler ve gördüklerim dahilinde dünya klasiklerini iş bankası yayınlarından okumayı tercih edeceğim yeni alışverişlerimde.  Bu arada Fransızcadan çevrilen kitaplar için Volkan Yalçın Toklu'nun çevirileri öneriliyor. 

Sadece tek bir şey söyleyebilirim kötü anlamda baş kısımda bir yer vardı. Tiyatro metni tarzında. O kısmı bir türlü anlayamadım. Onun dışında kitabı başından sonuna kadar çok sevdim. 

Benim de takıldığım bir nokta var ki zaten Victor yazarken bundan şikayetçiymiş. Sadece yönetim sistemi, yönetenler veya filozoflar hedef alınmıyor bu kitapta. Bu kitap birini hedef göstermek için değil bir problemin var olduğunu hissettirmek için yazılmış. Sokakta yaşanan idamı alkışlayan ve mutluluk kahkahaları atan insanları da eleştirmiş yazar. Ben de okurken mahkumun kulaklarına dolan bu şen seslerden rahatsız oldum. İnsanlar birinin gözleri önünde ölmesine seviniyor ve bu normal değil. Bu aksine çok tuhaf. 

Jan Valjanda da olduğu gibi insanların suçlarının farkına varıp bunu düzeltme şanslarının verilmediği, insanların dışarıdan bakılarak eleştirilmesi, o insanı anlamaya çalışmamak tüm bunları aslında işlemiş yazar.  

Bir de bir videoda kitabın yazılma amacını dinlemiştim. sizlere kısaca onu anlatmak istiyorum. İdamların yapıldığı Greve Meydanında bir genç asılır. Oradan geçerken buna şahit olan Victor Hugo derinden etkilenir. Ve bu duruma artık bir son verilmesi gerektiğini düşünür. Kağıdı kalemi alır ve bu eseri yazmaya koyulur. Eser ilk basıldığında Victor'un adıyla basılmamıştır. Çünkü dönemin insanları, halk ve yönetim, buna hazır değildir. 


Victor Hugo Kimdir?

26 Şubat 1802 de doğmuş 22 Mayıs 1885 de de vefat etmiştir.  En büyük ve ünlü Fransız yazarlarından biri olarak kabul edilir.  Romancı, oyu yazarı ve romantik akıma bağlı Fransız şairidir. 

1851 de 3. Napolyon un hükümet darbesini engellemeye çalışmış başaramayınca Belçika ya kaçmak zorunda kalmış. Fransa da her zaman sisteme ve döneme isyan etmiş. 


Bugünlük kitap yorumu yazımın sonuna geldim. Umarım beğenmişsinizdir. Kitabı okumuş muydunuz? Cevabınızı benimle yorumlarda paylaşın. Düşüncelerinizi de eklemeyi unutmayın. Sağlıcakla kalın, kendinize iyi bakın ❤

Instagram: gamzeli_kiz_blog

Twitter: Gamzelikizblog



Selamlar herkese ben Gamzeli Kız, bloğuma hoş geldiniz. Yeni bir film tavsiye yazısı ile sizlerleyim. Bir türlü yazmaya fırsat bulamadığım bir yazı oldu ve sonunda yazmaya başlayabildim. bugün İnheritance isimli film hakkında konuşacağız. Anlamı ile de film, miras konusunu ele alıyor. Aile reisinin bıraktığı mirasın arkasında çıkan karanlıklar sırlar. Film daha ağırlıklı gizem türünde. Ve sonunda iyi bir ters köşe ile izleyiciyi şaşırtıyor. Hadi okumaya devam edin 👀




Hakkında

Yapım Yılı: 2020

IMDb: 5,6\10 

Yönetmen: Vaughn Stein

Oyuncular:  Lily Collins, Simon Pegg, Connie Nielsen,
 Chace Crawford ve Patrick Warburton 

Türü: Gerilim\Gizem









Konusu

Varlıklı ve güçlü ailenin babası bir anda vefat eder. Beklenmedik bu vefat sonrası kızı ile arasında ufak sorunları olan babanın mirası açıklanır. Kızına az bir miktar bırakması onu sevmediğini düşündürtürken aslında bambaşka bir gizem miras bırakmıştır. Kızına bıraktığı videonun ardından onu korkunç bir gerçekle yüz yüze bırakan baba aslında kızının başına büyük bir dert açmıştır. Bu mirasın ardından çıkan gizli sırlar ailesini yıkıp geçecek derece de şok edicidir.



Yorum

Film başlar başlamaz beni şaşırttı. Önce filme girerken karışık bir şekilde başrol kadının hayatını izledikten sonra aile reisinin vefatını görüyoruz. Kesiler karma bir şekilde birleştirilmişti ve bu ilk kısım benim hoşuma gitti. Bu arada başrol kadının oyunculuğunu da çok sevdim. rolün hakkını veriyordu.

Kızı, babasının ona bıraktığı mirası gördüğünde önce şaşkına uğruyor. Evin bahçesinde bir geçide tıktığı adamın kim olduğunu sorgularken bununla birlikte babasının birçok karanlık sırrını öğrenmiş oluyor. Ve her ne kadar ona güvenmese de söylediklerini doğruladığında ve bunları bizzat kendisi gördüğünde endişeleniyor. Ailesine, hayatına ve kariyerine zarar vermesini istemediği için zor da olsa bir karar vermek zorunda kalıyor. Ve en iyi karar bu adamı oradan uzaklaştırmak. Öldürmeyi düşünmek istemiyor çünkü adamın ona anlattıklarına göre kendisi suçsuz fakat kız o sırada bunun farkında değil. Babası da adamı suçsuz yere burada tutuyor diye hayatının devamını iyi ve onlardan uzak geçirmesini istiyor. Verdiği kararın yanlış olduğunun da henüz farkına varamıyor. 

Açıkçası kızının bu kadar saf düşüneceğini tahmin etmemiş olması kötüydü. Babası ile hep düşünceleri zıt düşüyordu. Bunu geçmişten verilen kesitler ile gördük. Kızı her zaman babasının onu sevmediğini düşünmüş. 

Ben filmin şaşırtıcı sonunu sevdim. Güzel bir ters köşe oldu bence. Aslında tahmin ediyordum böyle bir şey olacağını ama farklı şekilde. Fakat beklediğimin tersi ilerlerken bir anda dengeler değişti tekrar. Ama her an bekledim adamın kızı öldürüp kaçıp gitmesini ve son ana kadar da bunların olmaması beni bayağı bir şaşırttı. 

📌 10\9 bence gayet iyi bir puan. Sadece  daha iyileri olduğunu düşünerek kırdım. Film güzeldi ama bir daha izleyebilirim diyecek kadar beğenmediğimden bir puan kırdım. 😄




Yazının sonuna geldik. Filmi daha önce izlemiş miydiniz? cevabınızı benle yorumlarda paylaşabilirsiniz. Film hakkındaki düşüncelerinizi de beklerim. Kendinize iyi bakın, sağlıcakla kalın ❤

Instagram: gamzeli_kiz_blog
Twitter: Gamzelikizblog

 


Selamlar herkese ben Gamzeli Kız. Bloğuma hoş geldiniz. Ağaç Ev Sohbetlerinin yeni konusuna ben de bir şeyler yazmak istedim. Bu haftanın konusu DepTone'dan. 😊

"Ne tür bir hayvana sahip olmak istersiniz, evcil hayvan olarak veya başka nedenlerle?"


Ben küçüklüğümden beri hep hayvan beslemenin hayalini kurardım. Hatta özel bir oda hazırlayıp oraya bazı hayvanları toplamayı hayal ediyordum küçükken :) Biz balık besliyorduk eskiden turuncu bir rengi vardı. Özenle bakıyordum, besliyordum ve yanından ayrılmıyordum. Ama biz dışarıda kalmıştık o gece ve eve geldiğimizde maalesef ölmüştü :( Çok çok üzülmüştüm hatta akvaryumu hala duruyor. Bir de  kaplumbağalarımız vardı. Hep başlarında durur izlerdim onları. Sonra ne oldu şu an pek hatırlamıyorum. Bunlar ben küçükken idi hep :)

Köpek beslemeyi hiç düşünmüyorum. Çünkü çok korkarım köpeklerden. Başka bir evde olduğunda içeri bile giremem. O yüzden bunu düşünmedim. Ama ailem izin verseydi kedi almak isterdim. Yani onlarda pek sevmiyor evde kedi. Özellikle annem 😄 Biraz huylanıyor.
Ben daha çok dışarıda bulduğum, rastlaştığım bir kediyi sahiplenmeyi çok isterdim. Böyle ev arkadaşı gibi. Bence güzel olurdu. Belki bir gün olur :) Kar gibi beyaz ya da bal rengi gibi olanları çok seviyorum. Geçen gün dışarıda görmüştüm keşke kucaklayıp eve götürebilsem diye düşündüm 😄

Kuş da hiç beslemedim ama çok kuş besleyen evlere misafir oldum. Biraz korkuyor gibiyim ama yine de dibinden ayrılmıyorum kafeste olunca. Özellikle de birden  kafesi açıyorlar ya çıkıp odada gezinmeye başlıyorlar. Başlarına gidip onları incelemeyi seviyorum. Bir de parmağımı uzatıyorum onlar yaklaşınca geri çekiyorum 😂 Böyle işte. Ama mutlaka evde bir evcil hayvan bulunsun istiyorum.


Selamlar herkese ben Gamzeli Kız. Bloğuma hoş geldiniz. İyi ki de geldiniz. Geçen hafta yazı yayımlayamadıktan sonra bugün sizlere bir kitap yorumu ile geldim. Alışverişimde sepetime attığım ve kalemini çok merak ettiğim Jane Austen'ın yazdığı Watson Ailesi kitabı hakkında konuşacağım. Aslında bu kitap pek yazarın kalemini anlamam da yardımcı olmadı. Gelin biraz kitap hakkında konuşalım. Hadi okumaya devam edin 👀

Hakkında

İlk Yayım Tarihi: 1805 

Yazar: Jane Austen

Elimdeki kitap 56 sayfa ve Mavi Çatı Yayınlarına ait. Derya Akküç tarafından çevrilmiş. 

Yazar kitabı ölümünden on dört yıl önce yazmış fakat yarım bırakıp rafa kaldırmış. Babasının ölümünden dolayı olduğu düşünülüyor. Bunu duyunca çok şaşırdım. Normalde kitap roman olacakmış ama yazar kitaba devam etmeyince öykü olarak kalmış. 


Arka kapak yazısı 

Emma Watson'un duygusuz, katı ve merhametsiz ortamında, alışık olmadığı bu içtenlik ve duygusallık esrikinde edilgenleşen hayatını okurken, nefreti, aşkın ve öfkenin vücut bulmuş hallerinin yoğun betimlemeleriyle karşılaşacaksınız. 


Konusu

Çok küçük yaşlarda halası ile birlikte yaşamak zorunda bırakılan Emma Watson, halasının ölümünden sonra ailesinin yanına dönmek zorunda kalır. Ne var ki dönüşü ailede üzüntü ile karşılanır ve sık sık kıskanç kardeşlerinin; kaba, küstah söz ve davranışlarına maruz kalır. Bir taraftan bencil kardeşleri bir taraftan hasta babasıyla uğraşmak zorunda kalan genç kızı, ummadığı bir anda hayatına giren ve ilgisini çekmek isteyen iki erkek, heyecanlandırır. 


Alıntı Köşesi 📍

"Ancak çok az insan ilk aşkıyla evlenir."

"Bir kadın için, bir erkek onun gönlünü fethetmek için kararlıyken onun övgü dolu sözlerine dayanabilmek çok zordur."

"En özgür ve aydınlık zihinler her zaman en güvenilir olanlardır."

"Sevmediğim bir adamla evlenmektense, bir okulda öğretmen olurum daha iyi(bundan daha kötüsünü düşünemiyordum)."

"Öğretmen olmaktansa hiç birini yapmamayı tercih ederim."


Yorum 

Kitabı okurken olayları anlamak için çoğu kez aynı paragrafı tekrar tekrar okudum. Bu biraz da benim dikkat dağınıklığımdan kaynaklı aslında. Son zamanlarda kitap okurken asla odaklanamıyorum. Okuduğumda aklımda kalanlar üzerine konuşuyorum fakat bazı kısımları anlayamadım bile. Belki de düzenlenip roman haline gelseydi daha iyi olacaktı. Ben yazarın başka kitaplarına yönelmeyi düşünüyorum. Yazarı tam anlamıyla başka kitabını okuyarak tanıyacağımı düşünüyorum. Okumak istediğim kitabı da Gurur ve Önyargı. Çünkü Jane deyince aklıma gelen ilk kitabı o oluyor. Her yerde fazlasıyla görüyorum. Bu kitabı da alışveriş esnasında eklemiştim sepete. Ben bu kitabını pek güçlü bulamadım. Pek de sarmadı zaten beni.

 📘 Puanım 10\5 

Jane Austen Kimdir?



Jane Austen 19. yüzyılda yaşamış İngiliz roman yazarıdır. Steventon, Hampshire'da 1775'te doğmuştur. 1783'te bir akrabasının yardımı ile Oxford'da okuduktan sonra Southampton'da eğitimine devam etmiştir. en sonunda da kadınlar için olan Reading, Berkshire'da Abbey okuluna gitmiştir. 

12 Ocak;

1876'da Gemici, serseri, altın arayıcısı ve yazar Jack London doğdu. 

1974'de Agatha Christie öldü.

Yazının sonuna geldik. Bu kitabı okumuş muydunuz? cevabınızı benimle yorumlarda paylaşabilirsiniz. Ayrıca kitap hakkındaki düşüncelerinizi de yazmayı unutmayın. kendinize iyi bakın, sağlıcakla kalın ❤

İnstagram: gamzeli_kiz_blog

Twitter: Gamzelikizblog

 Selamlar herkese ben Gamzeli kız, bloğuma hoş geldiniz. Her yazıda bizlere başka bir Bloggerın eşlik ettiği Röportaj serimizin bu yazısında Entlovin bloğunun yazarlarından Ahmet Ozan ile beraberiz. Kendisi ile çok güzel bir sohbet gerçekleştirdik. Bu haftada onu tanıyacağız. Öncelikle kendisine sorularıma verdiği cevaplar için sizlere de yazıya ziyaretiniz için teşekkür ediyorum. Bloğunu ziyaret ederek bir yorum bırakırsanız çok güzel olur. Röportaja doğru geçelim, hadi okumaya devam edin 👀


Entlovin Profil Resmi


1)  Merhaba öncelikle bize kendinden bahsedebilir misin?

 Merhaba, adım Ahmet Ozan Toprak etkinlikte bana yer verdiğin için çok teşekkür ederim. Ordu'nun Ünye ilçesinde dünyaya geldim, liseden sonra elektrik elektronik mühendisliği okumak için ayrıldım memleketten ve 10 yıl kadar başka illerde yaşayıp çalıştım. Hobi olarak çeşitli diller öğrendikten sonra dijital sanata yöneldim son zamanlarda ve tekrar bir blog sayfası oluşturdum. 

2 ) Sizi tanıdığımıza memnun olduk. Bizlere bloğunuz Entlovin'in içeriğinden bahsedebilir misiniz? Bayağı kapsamlı bir bloğunuz var. 

 Entlovin, özgün içerikler ve kültür sanat yayınları, bir proje ve paylaşım alanı. Uzun bir motto belki, ama oluşturacağımız içerikleri en iyi bu şekilde ifade edebilirim sanırım. Bloğun adı da bir fantastik edebiyat serisinde ormanları koruyan varlıklardan geliyor. Okumayı ve yazmayı seven insanlar için sade ve kapsamlı bir kültür sanat platformu hedefliyoruz. Blogger yazılımını seçmemizin sebebi de bloğu silmezsek tahmin edemeyeceğimiz kadar uzun yıllar var olacağı. İçeriklerimizi zamanla değer kaybetmeyecek şekilde yazmaya ve kullanıcı deneyimini artırmaya yönelik çalışıyoruz.

3) Başarılar diliyorum. Biraz da Blog maceranızdan konuşalım. Blogger ile nasıl tanıştınız ve bu yolculuğa nasıl başladınız? 

 Bloglarla tr.gg zamanlarında tanıştım, o zamanlar çocukken kitap karakterleri ve önsözleri ansiklopedisi yazıyordum amatör sayfamda, 13 yıl önce sanırım. Blogger yazılımına 2017 yılında geçtim, ama etkin bir şekilde kullanmadım günümüze kadar, daha çok temalar ve diğer teknik diyebileceğim konular ile ilgilendim, bu sürede blogger da kendini geliştirdi tabii ki.

4)  Blog yazılarınız da nelere dikkat ediyorsunuz?

 Blog yazılarında kullanıcının işine yarayacak bilgileri dolandırmadan, kelime oyunları yapmadan sunmaya dikkat ediyoruz genel olarak. Gelişen algoritmalar da 2022'de bunu isteyecek içeriklerden. Bunun dışında SEO uyumlu yazarak niş aramalara cevap veren yazılar üretmeye çalışıyoruz, bir ay gibi kısa bir sürede bunu başardığımız içeriklerimizin olması da moral veriyor açıkçası. Deneme ve hikaye yazarlarına da ayrı bir önem veriyoruz, başarılı olması zor alanlardan gerçekten. Bloğunda okuduğum hikayeler çok güzel ve başarılı bu arada tebrik ederim.

5) İlham aldığınız veya kendinize model olarak gördüğünüz biri var mı?

Örnek almaya çalıştığım insan Mustafa Kemal Atatürk tabii ki, tüm dünyanın saygısını kazanabilmiş bir insanın ülkemizde bazı kesimler tarafından hala anlaşılamamış olması üzücü.

6) Anladığım kadarıyla teknolojik alanda ilgilisiniz ve bilgilisiniz de. Bu ilgi nereden geliyor? 

 Aslında teknolojiye ayak uydurmak çok zor, her an yeni bir gelişme ile karşılaşmak mümkün. Biraz okuduğum bölüm biraz da çocukken internet siteleriyle çalışmam birkaç konuya hakim kılıyor beni, ama büyük resme bakarsak bildiklerim hiç bir şey diyebilirim, tabii önemli olan öğrenmeye ve bir yerden yakalamaya çalışmak.

7) Bloğunuzun görüntülenmeleri ve gelen yorumlar size ne hissettiriyor?

.Bloğa gelen yorumlar çok mutlu ediyor gerçekten, insanların düşüncelerini okumak ve faydalı içerikler sunabildiğimizi görmek çok hoş. Görüntülenme istatistiklerine baktığımızda yüzde 30-35'i organik, geri kalan büyük kısmı da sosyal medya çalışmaları ve diğer blog yazarlarının destekleri oluşturuyor. Adım adım izlediğimiz bir stratejiyi uygulamaya çalışıyoruz.

8) Sizce yazmak yetenek işi midir? 

Yazmak bence yetenekle alakalı olan bir şey, her gün 20 sayfa yazarak da bu yeteneğin kazanılabileceğini okumuştum bir araştırmada, ama bence yetenekli yazarlar kendini belli ediyor. 

9) Bloggerlar hakkında ne düşünüyorsunuz?

 Bloggerlar hakkında düşündüklerim çok güzel bir hobiye sahip oldukları, insan blog yazarak kendine ve okurlarına çok şey katabilir. Öğrendiklerini paylaşabilir, kurgularını ve deneyimlerini sunabilir, arkadaşlıklar kurabilir ve kaliteli zaman geçirebilir.


10) bloggerlara bir tavsiyeniz veya söylemek istedikleriniz var mı?

Bloggerlara tavsiyem bir ürün satmıyorlarsa diğer bloggerları rakip olarak görmemeleri, birbirlerini desteklemeleri olacaktır. Örneğin isminde site adı bulunan yorumları yayınlamayanlar ya da kendini çok bilgili çok okur diye tanıtıp basit bir eleştiriyi kaldıramayan insanlardan olmamaları. Bu gibi durumlar bloğun günlükle karıştırılması yüzünden oluyor sanırım ve kimin kaybedeceği bu örneklerde açık. Ayrıca Google Konsol ve Analitik kayıtlarını yapıp istatistikleri kontrol etmeleri, güçlü ve zayıf yönleri belirleyerek iyileştirme çalışmaları yapmalarını da tavsiye edebilirim.

--
Röportaja katıldığınız için çok teşekkür ederim. Kendinize iyi bakın :) 

Ben teşekkür ederim, iyi yıllar.

Entlovin blog linki: https://www.entlovin.com/

Instagram: gamzeli_kiz_blog

Twitter: Gamzelikizblog

 Selamlar Blog dünyası, Gündem Vakti köşemizden yeni gündem haberlerini okumaya hazır mısınız?

2021 yılına veda ederken bu yıl çok fazla şey yaşadık. Özellikle şu son iki yıldır. Gelen yeni yılda bambaşka güzellikleri hayatımıza buyur etmek istiyoruz. Yeni yılın ilk gününde herkese Sağlıklı, huzur dolu geçireceği bir yıl olmasını diliyorum. ❤ Yavaş yavaş da yazıya doğru alıyorum sizleri hadi bakalım geçen sene😂 geride bıraktığımız bu hafta neler olmuş? Hadi okumaya devam edin 👀


KORONAVİRTÜS

TürkiyeTürkiye
Toplam vakalar
9,48 Mn
9.480.000
+40.786
+40.786
Vefat sayısı
82.361
82.361
+163
+163
Tüm dünyadaTüm dünyada
Toplam vakalar
288 Mn
288.000.000
+1,72 Mn
+1.720.000
Vefat sayısı
5,44 Mn
5.440.000
+7.037

  

TARİH                                                                     Bugünkü Vaka S.     Test S.     Vefat S.   İyileşen S.

31 ARALIK 202140.786372.51616323.968
30 ARALIK 202139.681369.64713924.854
29 ARALIK 202136.684366.36314225.638
28 ARALIK 202132.176368.84218423.104
27 ARALIK 202126.099362.53515722.024


Her gün Koronavirüs'ü uğurlamayı hayal edip bunu iple çekerken yeni yıla da yine onunla beraber girdik. E o zaman 3. yaşı kutlu olsun mu diyelim? Yeni yılda özellikle Allah hepimize sağlık nasip etsin. Bir an önce virüsten kurtulalım İnşaAllah ❤


Twitter gündeminde;

#İyikiVarsınEren

Şehitlerimiz Eren Bülbül ve Astsubay Kıdemli Başçavuş Ferhat Gedik'in hikayesi TRT ortak yapımı "Kesişme; İyi ki Varsın Eren" 1 Ocak'ta yani bugün sinemalarda. 

#Dolar18

Doların 18'den 13'e düşmesinden sonra benzin, doğalgaz, elektrik ve market fiyatlarının düşmemesi üzerine tepki tweetleri atılıyor. 

"Dolar 18 den 12 ye düşünce Benzine 62 kuruş zam gelmişti. Dolar tekrar 12 TL den 13 TL ye çıkınca benzine 68 kuruş zam geldi. "


Yeni Yıla girerken Gelen Yeni Zamlar !

Enerji Petrol Gaz İkmal İstasyonları İşveren Sendikasından (EPGİS) alınan bilgiye göre, Ankara'da ortalama 11,69 liradan satılan benzinin litre fiyatı 12,37 lira olacak.

AA'da yer alan habere göre, benzinin litresi İstanbul'da 11,63 liradan 12,31 liraya, İzmir'de 11,71 liradan 12,39 liraya çıkacak.

Akaryakıt fiyatları, Türkiye'nin de dahil olduğu Akdeniz piyasasındaki işlenmiş ürün fiyatlarının ortalaması ile dolar kurundaki değişiklikler baz alınarak rafineriler tarafından hesaplanıyor.

Bu hesaplama sonucunda dağıtım firmalarınca uygulanan fiyatlar, rekabet ve serbesti nedeniyle şirketler ve kentlere göre küçük değişiklikler gösterebiliyor.

30 aralık 


Köprü Geçiş Zamları!

Yeni yılda otoyol, Boğaz Köprüleri, Osmangazi Köprüsü, Avrasya Tüneli geçiş ücretleri zamlandı. Boğaz köprülerinde tek yön otomobil geçiş ücreti 8.25 TL; Avrasya Tüneli'nde ise otomobil geçiş ücreti 05.00-24.00 saatleri arasında tek yönde 53 TL, 00.00-05.00 saatleri arasında yüzde 50 indirimli olarak 26.50 TL olarak belirlendi. Zam oranları yüzde 25'i buldu

Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı Karayolları Genel Müdürlüğü; 1 Ocak 2022'den itibaren geçerli olacak otoyol, Boğaz Köprüleri ve Avrasya Tüneli geçiş ücretlerini açıkladı. Yapılan yazılı açıklamada, düzenlemede bakım-işletme maliyetlerindeki artışlar ile işçilik ve malzeme fiyatlarındaki artışların göz önüne alındığı belirtildi.

"Otoyol, Boğaz Köprüleri ve Avrasya Tüneli geçiş ücretleri, 1 Ocak 2022 Cumartesi günü saat 00.00'dan itibaren geçerli olmak üzere yeniden düzenlenmiştir. Daha ekonomik, güvenli ve daha kısa sürede ulaşım imkânı sağlayan erişme kontrollü otoyolların, Boğaz Köprülerinin ve Avrasya Tüneli'nin servis sürelerinin uzatılması ve vatandaşlarımıza daha kaliteli hizmet sunulması amacıyla yapılan düzenlemede bakım-işletme maliyetlerindeki artışlar ile işçilik ve malzeme fiyatlarındaki artışlar göz önüne alınmıştır" 


Meteorolojiden Uyarı !

Son dakika Meteoroloji'den alınan bilgiye göre bugün Marmara, Ege, İç Anadolu, Akdeniz ile Karadeniz bölgelerinde sağanak yağış; Doğu Anadolu'da ise kar yağışı bekleniyor. Hava sıcaklığının batı kesimlerde mevsim normallerinin biraz üzerinde, diğer yerlerde mevsim normalleri civarında seyredeceği tahmin ediliyor. İşte son dakika hava durumu ve illerimizde sıcaklıklar

Meteoroloji Genel Müdürlüğü tarafından yapılan son değerlendirmelere göre ülkemiz genelinin parçalı ve çok bulutlu, Marmara’nın doğusu, İç Ege, Batı Akdeniz, İç Anadolu’nun kuzeyi, Karadeniz, Doğu Anadolu’nun kuzey ve doğusu ile Kırklareli ve Tekirdağ çevrelerinin yağışlı geçeceği tahmin ediliyor

Batı'da Sıcaklık Normal Mevsim Değerlerinin Üzerinde

Hava sıcaklığında önemli bir değişiklik olmayacağı, batı kesimlerde mevsim normallerinin biraz üzerinde, diğer yerlerde mevsim normalleri civarında seyredeceği tahmin ediliyor.

Marmara'da Orta Kuvvetle Rüzgar

Rüzgarın güney ve güneybatı, akşam saatlerinden sonra batı ve kuzeybatı yönlerden hafif, akşam saatlerinden sonra Marmara ve Karadeniz'de yer yer orta kuvvette esmesi bekleniyor.

Doğu Anadolu'da Kar Var 

Yağışların; genellikle yağmur ve sağanak, Doğu Karadeniz’in iç kesimleri, Doğu Anadolu’nun kuzey ve doğusu ile Sivas çevrelerinin karla karışık yağmur ve kar şeklinde olması bekleniyor. Gece ve yarın (Pazar) sabah saatlerinde iç ve doğu kesimlerde buzlanma ve don ile birlikte yer yer pus ve sis hadisesi tahmin ediliyor.


- Haftanın gündemleri pek de şahane ve iç açıcı değilken henüz 2021'i de geride bırakmışken biraz inceleyebileceğimiz birkaç yazı eklemek istiyorum. Gelin beraber yılın enlerine bakalım 😄


En Çok okunanlar 

Doğan Cücenoğlu - Var mısın? 

Jose Saramago - Körlük 

Ahmet Ümit - Kayıp Tanrılar Ülkesi 

Anton Çehov - Altıncı Koğuş 

Zülfü Livaneli - Balıkçı ve Oğlu 

Madeline Miller - Ben Kirke 

Orhan Pamuk - Veba Geceleri 

Aldous Huxley - Cesur Yeni Dünya 

İlber Ortaylı - Yakın Tarihin Gerçekleri 

Amin Maalouf - Empedokles’in Dostları

Hepsi de gerçekten şahane kitaplar bazılarını okudum bazıları ise listemde, konularını ve yorumlarını okumuştum. Siz bu sene ne tür kitaplar okudunuz?


En Çok İzlenen Filmler

1 Örümcek-Adam: Eve Dönüş Yok  (17 Aralık 2021)

2 Hızlı ve Öfkeli 9   (2 Temmuz 2021)

3 Aykut Enişte 2      (3 Aralık 2021)

4 Venom: Zehirli Öfke 2   (15 Ekim 2021)


Benim burada çok izlemek istediğim özellikle iki film var. Venom ve Örümcek Adam. Eve Dönüş Yok,  Sinemalarda gösterim yapalı daha iki hafta gibi bir süre olmuşken toplam seyircisi bayağı fazlaydı. Bu pandemi döneminde de sinemaya gitmek pek doğru gibi gelmiyor bana. Siz hangilerini izlediniz?


En Çok dinlenen Türkçe Şarkılar

Ezhel- Bul Beni. ...

Edis- Martılar. ...

Ege Balkız feat Burry Soprano – Affet Beni Sevgilim. ...

Sefo- Bilmem Mi. ...

Buray & Arem Özgüç & Arman Aydın – Senin Yüzünden. ...

Hadise- Hay Hay. ...

Dolu Kadehi Ters Tut- Madem.

Madem, Affet Beni Sevgilim, Martılar özellikle en sevdiklerimden. Siz hangilerini dinlediniz?


Evet bu haftanın da sonuna geldik. Beraber gündemleri yorumlarda fikirlerini belirterek tartışabiliriz. Kendinize iyi bakın, sağlıcakla kalın ❤


Instagram: gamzeli_kiz_blog

Twitter: Gamzelikizblog

Daha Yeni Kayıtlar Önceki Kayıtlar Ana Sayfa

Ne aramak istersin?

Hakkımda

Fotoğrafım
Gamzeli Kız
Herkese selamlar! Ben Gamzeli Kız bloğumda farklı kategorilerde önerilerimi sizlerle paylaşıyorum. Umarım burada kendinizden bir şeyler bulabilir ve burayı çok seversiniz. Yorumlar da ziyaretinizi belli etmeyi unutmayın. Sevgilerle :)
Profilimin tamamını görüntüle

INSTAGRAM

Bu gönderiyi Instagram'da gör

gamzeli kız 🌞 (@gamzeli_kiz_blog)'in paylaştığı bir gönderi

Sosyal Medya

Popüler Yayınlar

  • ALACAKARANLIKTA BİR ÖYKÜ | STEFAN ZWEIG
  • GÜNDEM VAKTİ 19 - 23 NİSAN
  • AĞAÇ EV SOHBETLERİ 121

Okurlar

Bloğumu ziyaret ettiğiniz için teşekkür ederim. Kendinize iyi bakın :). Blogger tarafından desteklenmektedir.

Blog Arşivi

  • ▼  2022 (14)
    • ▼  Ağustos 2022 (2)
      • UYGULAMA ÖNERİLERİ #4
      • Yeniden Selam! Tekrar Başlıyoruuzz...
    • ►  Mart 2022 (2)
    • ►  Şubat 2022 (3)
    • ►  Ocak 2022 (7)
  • ►  2021 (107)
    • ►  Aralık 2021 (14)
    • ►  Kasım 2021 (10)
    • ►  Ekim 2021 (3)
    • ►  Eylül 2021 (2)
    • ►  Ağustos 2021 (6)
    • ►  Haziran 2021 (4)
    • ►  Mayıs 2021 (5)
    • ►  Nisan 2021 (16)
    • ►  Mart 2021 (21)
    • ►  Şubat 2021 (19)
    • ►  Ocak 2021 (7)

Görüntüleme

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

-ÖNE ÇIKAN YAYIN-

UYGULAMA ÖNERİLERİ #2

-KATEGORİLER-

  • dizi önerileri 4
  • film önerileri 9
  • gündem vakti 4
  • kitap önerileri 16
  • kore dizi önerileri 3
  • röportaj 9
  • web site önerileri 2
  • yemek tarifleri 7
  • öneriler 6

-POPÜLER YAYINLAR-

  • ALACAKARANLIKTA BİR ÖYKÜ | STEFAN ZWEIG
  • RAMAZAN'DA DOĞRU BESLENME ÖNERİLERİ
  • RAMAZAN MENÜLERİ 1

Designed by OddThemes | Distributed By Gooyaabi Template